• TürkçeTürkçe TürkçeEnglish
    • Telefon: 0551 454 34 24
    E-Mail: info@densaclinic.com
    Densa Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği
    Bize Ulaşın

    Hakkımızda

    Ağız ve diş sağlığı alanında uzmanlaşmış bir ekibiz. Her bireyin sağlıklı ve özgüvenli bir gülüşe sahip olması için buradayız. Profesyonel yaklaşımımız ve samimi ilgimizle, size en iyi tedavi deneyimini sunmayı hedefliyoruz.

    İletişim

    İletişim Bilgileri

  • TürkçeTürkçe TürkçeEnglish

    • Sıkça Sorulan Sorular

    İletişime Geçin

    Her türlü sipariş, talep ve istekleriniz için hemen bizimle iletişime geçin.

    İLETİŞİM

    Hayır. Diş taşları ağız hijyeni yetersiz olduğunda tükürükteki minerallerin diş yüzeyindeki gıda artıklarına yapışması sonucu oluşan kireçlenmedir. Yüzeyi pürüzlü olduğu için zararlı bakterilerin tutunmasına ve dişetinin sağlığının bozulmasına sebep olur. Daha önce diş taşı temizliği yapmayan veya uzun süre temizliğe ara veren bireylerde taş birikimi artarak diş çevresindeki kemiğin erimesine ve diş etinin çekilmesine sebep olur. Çekilme oldukça diş taşı birikimi için daha fazla alan açılır. Yüksek oranda diş taşı birikimlerinde temizlenen diş taşları kemikte meydana gelen hasarı ortaya çıkarmaktadır. Yani diş taşı temizliği aslında ilerleyen bu kısır döngüyü durdurmaktadır. Düzenli diş taşı temizliğinde kemik yıkımı olmaz ve dişeti olması gereken sağlığına kavuşur.

    Hayır. Titreşimli aletler kullanılarak ya da toz püskürtme yöntemleri gibi çeşitli yöntemlerle diş taşı temizliği yapılmaktadır ancak doğru uygulandığında bunlardan hiçbiri diş yüzeyinde aşınmaya sebep olmaz.

    Dişlerin içinde pulpa dediğimiz damar ve sinir dokusu vardır. Yani dişler canlı dokulardır. O yüzden işlem sırasında ağrı hissetmemek için bölgesel anestezi yapmak gerekir. Daha önceden mevcut dişe kanal tedavisi yapılmışsa diş canlılığını yitirdiği için anestezi yapılmadan dolgu yapılabilir.

    Zirkonyum dişler takılmadan önce bir cila işlemine tabi tutulduğu için renkleri zamanla değişmez. Ancak her tedavide olduğu gibi burada da etkili ve yeter ki bir ağız hijyeni sağlanmalıdır. Dişler günde en az 2 kez 2 dakika süre ile fırçalanmalıdır.

    Süt dişleri de ana dişler gibi canlıdır ve çürüdüklerinde ağrı, hassasiyet hatta apseye sebep olabilirler. Süt dişleri aynı zamanda alttan gelecek ana dişler için bir rehber görevi görürler. Müdahale edilmeyen çürük süt dişleri alttaki daimi dişlere zarar verebilir. Bu yüzden çocuğun hem sağlıklı bir çocukluk dönemi geçirmesi hem de yetişkinlikte kullanacağı daimî dişlerin sağlığı için mevcut problemli dişlerin tedavi edilmesi elzemdir.

    Kısmen evet. Her antibiyotik anne karnındaki bebeği etkilemez ancak bazıları zarar verebilir. Özellikle tetrasiklin grubu olarak adlandırdığımız bir grup antibiyotik anne karnında gelişimini sürdüren süt ve daimî dişlerin gelişimini olumsuz etkilemektedir. Gebelik öncesi dönemde de diş hekimi ziyaretleri unutulmamalı ve mevcut çürüklerin tedavi edilmesi gerekir.

    Damak protezler akril dediğimiz bir malzemeden yapılmaktadır. Protezler hastaya teslim edilmeden akril yüzeyi bir parlatma işlemine tabi tutulmaktadır. Diş macunu içerisindeki aşındırıcılar diş yüzeyine zarar vermezler ancak akrilik malzemenin parlaklığını azaltıp yüzeyi pürüzlendirir. Bu pürüzlü yüzeyler hem renk değişikliğine hem de gıda artıklarının
    birikmesiyle kötü kokuya sebep olur.

    Diş sıkmanın birçok farklı sebebi olsa da günümüzde en sık sebebi strestir. Gün içinde yaşadığımız ştres uyku esnasında bilinçaltında devam ederek geceler aktif bir sıkma eylemi gerçekleştirmeye sebep olur. Buna rağmen dişler sadece çiğneme ve yutkunma sırasında birbirileriyle temasta olur. Sürekli diş sıkılması ve gıcırdatma eylemi zamanla dişlerde aşınmaya ve
    eski restorasyonlarda kırılmaya sebep olur. Bununla birlikte tek sebep stres olmayabilir. Kas rahatsızlıkları, çene yüz ağrıları çocuklarda parazit bulunması da diş sıkma sebeplerindendir.

    Diş beyazlatma özel beyazlatma ajanlarının belli dozlarda ve sürelerde diş yüzeyine uygulanmasıyla gerçekleştirilir. Bu ajanlar diş minesine zarar vermeyecek oranlarda hazırlanmaktadır. Ancak beyazlatma işlemi sırasında dişlerin içindeki yünlü dediğimiz mikro borucuklar sistemi açılmaktadır. Bu borucukların içinde dişe ait mikro sinir uçları bulunmaktadır. Beyazlatma işlemi bu borucuklar bir süre açık kalmasına sebep oldukları için bireyin bir süre hassasiyet hissetmesi normaldir. Ancak bu geçici bir durumdur. Bunun dışında dişe herhangi bir zarar verilememektedir. Ancak unutulmamalıdır ki tüm alanlarda olduğu gibi doz ve süre çok önemlidir. Dışarıda beyazlatma etkinliği olduğu iddia edilen ürünlere itibar etmeyiniz ve kullanmayınız. Sizin için en uygun dozu ve kullanımı hekiminiz bilir.

    Evet maalesef diş taşı yukarıda bahsettiğimiz gibi pürüzlü bir yapıda olduğu için gıda ve bakterilerin birikimi için elverişlidir. Bu bakteriler diş ağız içinde gıdalarla birleşerek çeşitli asidik ürünlere açığa çıkarmaktadır. Bunun sonucunda hem ağız kokusu hem de dişeti ve diş çevresi kemik dokuda yıkım meydana gelmektedir. Bu sebeple diş taşı temizliği hem sosyal hayatınızı hem ağız sağlığınızı korumak adına elzemdir.  

    Ağrı vücudumuzun bir savunma mekanizmasıdır. Herhangi bir sorun yaşandığında ağrı hissedilmesi bireye alarm sistemini devreye geçirir. Bu sayede ilgili bölgede bir problem olduğunu anlarız ve tedavi edilmesi için doktora gitmeye ihtiyaç hissederiz. Ancak her bireyin ağrı eşiği farklıdır. Bazı kişiler en ufak bir çürük varlığında bile hassasiyet ağrı hissederken bazıları ise dişin çekilmesi gereken duruma gelene kadar herhangi bir sorun varlığının farkına varmazlar. Bu nedenle ağız içinde görülmeseler bile mevcut çürüklerin ilerlemeden tedavi edilmesi için rutin kontroller yapmak önemlidir.

    Telefon
    WhatsApp
    instagram